20 Ekim 2010 Çarşamba

TV ve Çocuk

İtalya’da yapılan bir araştırmaya göre televizyon sürekli olarak beyni aşırı şekilde uyardığı için çocuklar fizyolojik olarak erken gelişiyorlarmış. Ergenlik öncesi fazla TV izlemek çocuklarda hormonal dengesizliklere neden olabileceği gibi TV’den alınan radyasyon melatonin hormonlarını etkileyerek ergenlik sürecini hızlandırıyormuş.

Fransa’da Medya Yüksek Konseyi, 0–3 yaş arası çocukların televizyon izlemesine yasak getirmiş.

Yine başka bir araştırmaya göre Kanada’lı bilim adamları iki yaşından önce çocukların televizyon izlemesini kesinlikle önermiyorlarmış.

Pek çok kişi çocuğunun ileri dil ve motor becerisinin televizyondan kaynaklı olabileceğini düşünse de, Amerikan Pediatri Akademisi aynı fikirde değil. İki yaş öncesi 872 çocuk üzerinde yapılan araştırmada televizyon izleyen çocukların dil ve motor gelişimlerinin izlemeyen gruba göre daha ileri olduğuna dair herhangi bir kanıt elde edilememiş. Hatta fazla TV izleyen grup çocuklarda sıklıkla obezite, şiddete karşı daha aşırı eğilim ve düşük uyku kalitesi gibi bulgulara rastlamış.

Çocuklarda gelişmekte olan beynin doğal olmayan bir düzeyde uyarılması zaman içinde çocuklarda ilgi ve odaklanma kaybına yol açıyormuş. Çocuklar beş duyuları ile algıladıkça pek çok şeyi beyinlerine kodluyorlarmış, ancak TV sadece görme ve işitme duyularına hitap ettiği için diğer üç duyu zamanla körelebiliyor ve bu körelmede çocuklarda iletişim ve öğrenme bozukluklarına sebep olabiliyormuş.

Hayatımızda, aile yapımızda büyük yer tutan televizyonun şimdi biz çocuklu ailelerin hayatındaki rolü nerede ve ne kadar olacak? Hiç mi, yoksa yeteri kadar mı? “Yeteri kadarın” ne kadar olduğunu belirlemek ne derece mümkün?

Katı televizyon yasağının dışında görüşe sahip uzmanların bile altını çizdikleri konu şu ki 0–3 yaş dönemi çocuklarımıza sadece ve sadece çocukların gelişimlerini hedefleyen bilinçli hazırlanmış yayınları izletmemiz ve bunu da bir oyalanma değil öğrenme aracı olarak kullanmamız yönünde.

Peki, hiç olumlu yönü yok mu televizyonumuzun?

Aslında TV seyretmek toplumumuzda tüm aile bireylerinin birlikte vakit geçirmesi için bir olanak haline dönüştüğü, sosyal bir eylem. Doğru programlar seçildiğinde çocukların pek çok konuda görsel algılarını ve hayal güçlerinin geliştiren, onları yaratıcılığa yönlendiren, öğreten bir araç olarak görülebilir TV şüphesiz. Ama uzmanlar yine de uyarıyor: kaliteli programları seçin ve çocuğunuzu televizyon ile baş başa bırakmayın, yanında bulunun, gerektiğinde açıklamalarla bulunup konuyu derinleştirin. Onlarla sık sık konuşun, izlediği şey ile ilgili sorular sorun.

Kaliteli programları nasıl seçeceğiz?

Öncelikle kendimize basit bir soru sormamız gerekiyor; “Bu programın çocuğumun gelişimine gerçekten katkısı var mı?” Küçük çocukların sosyalleşmesine ve öğrenme yeteneklerinin gelişmesine yardımcı olacak eğitici programlar, belgeseller, tarihi ve kültürel programlar vs. zararsızlar listesinin başında yer alıyor. Çocukları şüphesiz uzak tutmamız gereken yayınlar ise haberler, yetişkinler için korku ve şiddet sahneleri içeren filmler, müzik klipleri ve maalesef çorcuklarımızı tüketici kitle olarak görüp satın almaya çalışan reklamlar.

Uzmanlar 0–3 yaş dönemini çocuklarda sosyalleşme temellerinin atıldığı en önemli dönem olarak görüyorlar. Çocuğa hayat boyu gerekli olacak sosyal çevre ile etkileşim becerilerinin kazanıldığı bu dönem ne kadar çok televizyon karşısında geçerse, gelecekte de o kadar problemli dönemlerin bizi beklediği konusunda uyarıyorlar. Bu problemler ise iletişimde özel eğitime kadar varabilecek boyutlar anlamına geliyor. Uzmanlar en çok aile yakınları ve bakıcılar tarafından bakılmakta olan çocukların kontrolsüz şekilde uzun saatler TV izlemeye maruz kaldıklarına dikkat çekiyorlar ve anne babaları bu konuda dikkatli olmaları konusunda uyarıyorlar.

(23 Ekim 2009 Cuma, bebek.com köşemden alıntıdır)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder