Çocuklarımızı teknolojinin kollarına teslim etmeden önce bu sanal dünyanın gerçeklerini bilmekte ya da hatırlamakta fayda var. Dahası internet bağımlılığı denen gerçek ile yüzleşmekte fazla geç kalmamalıyız.
Giderek artan teknoloji tutkusu evlerimizi LCD televizyonlar, diz üstü bilgisayarlar, tabletler, en son model telefonlar ile donattı. Evlerimiz şarj kablolarından, bilgisayar aksesuarlarından, oyun konsollarından geçilmez oldu. Hal böyle olunca çocuklar da neredeyse doğar doğmaz bu sanal dünyanın büyüsü ile tanışıyorlar. Çünkü ebeveynler çocukların eğlenmesi, oyalanması hatta yemek yemesi için bile teknolojiden yardım alır oldu.
İnterneti nasıl kullanacağı konusunda yeterince bilgisi olmamasına rağmen artık pek çok çocuk internete kolayca erişebiliyor. Daha kötüsü, pek çok ebeveyn çocuklarının internet kullanımını kontrol edebilme ve çocuklarının internette karşılaşabilecekleri riskleri anlayabilme yeterliliğine sahip değil. Bazı aileler 13 yaşına bile gelmemiş çocuklarına son teknoloji telefonları ve tabletleri almakta sakınca görmüyorlar. Hatta daha 4-5 yaşındaki çocuklarının eline bu teknolojiyi verip, bunları çok iyi kullanıyor olması ile övünen anne babalar var. Ebeveynler küçük yaştan itibaren çocuklarını teknoloji ile tanıştırarak gelecekte teknoloji bağımlısı birer birey yaratabilecekleri riskini görmezden geliyorlar.
Özellikle dil gelişimi tamamlanmamış, okul öncesi çocukların sosyal ilişkiye gereksinim duyduğu gerçeğini unutmamalı. Çocuklara sanal ve tek kişilik bir dünya yaratmaktansa başka çocuklar ile zaman geçirebilecekleri, oyun oynayabilecekleri, fiziksel aktivitelerde bulunabilecekleri ortamları sağlamanın, hem ruhsal, hem bedensel, hem de zihinsel gelişimleri için çok daha faydalı olacağı inancındayım.
Çocukların bilgisayar kullanmasına izin verecek isek kurallarımız açık, net ve uygulanabilir olmalı. Dünya bu konu ile baş etmeye çalışırken ve henüz ülkemizde bu rakamlar çok yüksek değilken bilinçli önlemler alarak internet bağımlılığının önüne geçebiliriz diye düşünüyorum. Örneğin çocuğumuz internet kullanmaya başladığı halde “Çevrimiçi Davranış Kuralları Anlaşması” diye bir şeyi hala duymadıysak, bir an önce Google’dan bir tane temin ederek çocuğumuzla karşılıklı imzalamamız yerinde olacaktır. Bu, duruma biraz resmiyet kazandırmak ve biraz da çocuğumuzu internette neler yapıp yapamayacağı konusunda bilinçlendirmek adına iyi bir başlangıç olabilir. İnternet Bağımlılığı şu anda dünyanın baş etmeye çalıştığı ciddi bir rahatsızlık. Türkiye’de de internet bağımlılığı tedavi merkezlerinin çoğalıyor olması, durumun ciddiyetinin pek de küçümsenmemesi gerektiğini biz anne babalara bir kere daha hatırlatacak türde.
Çin, Japonya, Güney Kore ve Amerika şu anda internet bağımlılığına bağlı suçların ve ölümlerin en çok yaşandığı ülkeler. Örneğin Çin hükümeti önlem alabilmek için çocukların üç saatten fazla bilgisayar başında kalmasını yasaklamış durumda. Bu kuralı ihlal eden kullanıcıların oyun puanlarını sıfırlamak, oyunda geriletmek gibi inanılmaz önlemler alarak internet bağımlılığının önüne geçmeye çalışıyorlar.
İnternet bağımlılığının çocuklar üzerindeki etkisini daha iyi anlayabilmek için birkaç gazete haberini paylaşmak belki yerinde olacaktır:
-Çin’de 17 yaşında bir çocuk, iPad 2 alabilmek için böbreğini sattı!
-İnternet kafede bilgisayar başında üç gün geçiren bir Çinli hayatını kaybetti
-Romanya’da dokuz gün dokuz gece bilgisayar oynayan genç hastanelik oldu
-Rusya'da ailesinin, dersleri kötü gittiği için, bilgisayarda oyun oynamasını yasakladığı çocuk "Sizin bilgisayarınız bana lazım değil" yazılı bir not bırakarak kendini 10. kattan aşağı attı.
-Güney Kore’de 15 yaşındaki çocuk bilgisayar oyunu oynamasına izin vermediği için annesini öldürdü ve intihar etti.
-Bangkok'ta 18 yaşındaki bir genç, almak istediği bilgisayar oyunu için anne babası para vermeyince bir taksi şoförünü gasp etti ve öldürdü.
-ABD'de 17 yaşındaki genç, bilgisayar oyunu oynamasına izin vermeyen anne ve babasını başlarından vurdu.
-İngiltere'de 20 yaşında bir genç bilgisayar başında 12 saat geçirdikten sonra hayatını kaybetti. Otopsi raporu ölüm sebebinin hareketsizliğe bağlı damar içi pıhtılaşma olduğunu ortaya koydu.
Henüz hayatlarının baharını yaşayan çocukları bu derece gerçeklikten koparan, ölümü göze almaya ya da suç işlemeye iten etkenin sadece internet bağımlılığından ibaret olması üzücü ve bir o kadar da inanılmaz. Bu bağımlılığın çocukların vicdanı ve psikolojisi üzerinde ne kadar ciddi travmalar yarattığını görmek ise sanırım gerçek olmayan bu dünyanın içinde var olan tek gerçek. Bilgisayar, çağımızın vazgeçilmezlerinden biri olmuşken biz ailelerin, çok geç kalmadan, çocuklarımızı bilgisayar oyunlarının ve internetin zararlı etkilerinden nasıl koruyacağımızı öğrenmemiz ve bilinçlenmemiz gerek.
(12 Ağustos 2011 bebek.com yazımdan alıntıdır)
Follow @Hande_CC
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder