20 Ekim 2010 Çarşamba

Ateş: en sevimsiz misafir

Ateşin kelimesi bile çoğumuzu ürkütür.
Elimiz beş dakikada bir çocuğumuzun alnını yoklamaya başlar, kulaktan mı koltuk altından mı ölçsek, ateş düşürücüyü ne zaman versek kararsızlıkları başlar. En korkuncu da “ya ateşi çok yükselirse, havale geçirirse!” korkusudur.

Uzmanlar çoğu ateşin çocuklarımız için faydalı olduğunu söylüyor. Ateşin faydalısı mı olur? demeyin. Başka türlü çocukların bağışıklıkları nasıl güçlenebilir? Önemli olan ateşin kendisi değil, ateşe sebep olan hastalık aslında. Bazı ebeveynler çocuk her ateşlendiğinde doktora sormaksızın antibiyotik kullanmayı tercih edebiliyorlar ki sanırım bu çocuğumuza yaptığımız en büyük yanlış. Anne olduktan sonra ateş konusunda ne kadar çok yanlış bilgilerimiz olduğunu fark ettim. En ufak ateşte ateş düşürücülere başvurmak, sirkeli, kolonyalı sular ile ateşi düşürmeye çalışmak, çocuğu soğuk suya sokmak bunlardan en yaygın bilinenleri.

Kulaktan ateş ölçmek bence çağımızda bir devrim, çocukluğumdan hatırlarım, koltuk altında o derece dakikalarca tutulur, zaten hastasın, halsizsin, iyi yerleşmez, kayar haydi bir daha… Derecenin kırılma korkusu ve cıvanın tehlikesi de cabası. Evet, şimdi kulaktan ateş ölçmek rahatlık ama unutmamak gereken bir şey var, kulaktan ölçülen ateş koltuk altından ölçülen ile aynı değil. Kulaktan ölçülen ateş 37,5 ise bu yüksek bir ateş sayılmıyor ama koltuk altından ölçülen 37,5 ciddi bir ateşin göstergesi olabiliyor. Bu nedenle ateşin derecesi kadar nasıl ölçüldüğünün de önemi var. Doktorlar, koltukaltından:37,5; kulaktan: 38 derece ve üzeri ateşin önemsenmesi gerektiğini söylüyor. Ateş küçük çocuklarda genelde orta kulak iltihabı, farenjit, bronşit, üst solunum yolu enfeksiyonu gibi hastalıkların işareti olabiliyor ama sebepsiz ateşe de özellikle dikkat etmek gerek.

Öncelikle Ateşi düşürmede neleri YAPMAMALI?

Pek çok yetişkin, hastalık anılarından annelerinin ispirtolu, sirkeli ya da kolonyalı bezlerini hatırlar sanırım. Bazılarımızın salatada bile sirke kokusuna tahammül edememesi beklide çocukluğumuzda gördüğümüz bu muameleden kaynaklı olabilir. Peki, bir zamanlar doğru biliniyordu da şimdi neden yanlış bu yöntemlerle ateşi düşürmek? Uzmanların bilimsel olarak açıklaması, bu yöntemlerin dış ateşi kısa süre içinde düşürüp iç ateşe tesir etmemesi ve vücudu şoka sokması ve daha da önemlisi sonrasında ateşi daha da yükseltecek olan titremelere neden olması. Bir başka sakıncası ise, bu maddelerin çocukların hassas cildi tarafından emilmesi ve bünyelerine zarar vermesi... Soğuk duş yine kesinlikle uzak durulması gereken yöntemlerden, zira soğuk duş, kanın beyne akım etmesine ve beyindeki ateşin daha da yükselmesine neden olabiliyor.

Her ateşlenen çocuk havale geçirir mi?

Bu da biz anneler için yaygın başka bir endişe sanırım, ama uzmanlar 100 çocuktan 2 ila 4’ünde görülen havalenin her ateşlenme için geçerli olmadığını özellikle belirtiyorlar. Her 40 derece ateş havale geçirileceği anlamına gelmediği gibi her havale de beyinde hasara neden olmuyor aslında. Bu korkularımızı bilinçle yenerek ateşe soğukkanlı yaklaşmamız gerek. Çoğu zaman bu panik sırasında yanlış müdahaleler ateşten çok daha fazla zarar verebiliyor çocuklara.


Ateşi düşürmenin doğru yöntemleri neler?

Öncelikle mümkünse evin ısısını düşürmeliyiz, 18-21 derece arası bir ısı etkili olabilir. Ayrıca ateşlenen bir çocuğu soymaktan korkmamalıyız. Koltukaltları ve kasıkları açık kalacak şekilde soymamız ateşin düşmesine yardımcı olacaktır. Üşüteceği kaygısı ile pek çok anne bunu yapmaktan çekiniyor biliyorum ama üşütmesi mi, ateşin daha da yükselmesi mi tercih edersin derseniz, elbette ilkini tercih ederim. Eğer hafif ateşe rağmen kızım huzursuz veya hasta görünmüyor ise, ateş 38,5 olmadan önce ateş düşürücü vermeyi tercih etmiyorum genelde, çünkü her zaman her ateş ilaca gerek duymayabiliyor. Vücut savaşıyor ve ateş kendiliğinden düşebiliyor, ancak ateş yükselmeyi sürdürüyorsa doktorun önerdiği ateş düşürücüleri, yaşına uygun ölçüde veriyor ve takibe başlıyorum.

Koltuk altı ve kasıklar büyük atardamarların yüzeysel olarak geçtikleri yerler olduğu için ılık suyla ıslatılmış bezleri alın ya da bileklere koymak yerine öncelikle buralara koymak ateşin daha kolay düşürülmesine yardımcı oluyor.

Ateş esnasında vücut su kaybettiği için çocuğa sık sık sıvı vermek ayrıca önemli. Soğuk ya da sıcak sıvılar yerine ılık, oda ısısında sıvıları tercih etmeliyiz.

Bazı ateş türleri zaten basit bir ateş düşürücü ve soyma müdahalesi ile düşebiliyor ama inatçı ateşin arkasında ciddi bir enfeksiyon tehlikesi olabilir, bu ateşi iyi takip etmeli ve ihmal etmemeli. Müdahalelere rağmen düşmeyen ve 39 derecenin üzerinde seyreden ateş için ise zaman kaybetmeden hekime başvurulmalı.

Ne olursa olsun, çocuklar böyle büyüyor ve güçleniyor. Biz anne babalar ise böyle uykusuz, zorlu gecelerin sabahında yeni tecrübelerimize ve çocuklarımızın sağlığına şükrederek devam ediyoruz anne-babalık kariyerimize.


(29 Ocak 2010 Cuma, bebek.com köşemden alıntıdır)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder