20 Ekim 2010 Çarşamba

Oyuncaklar, Bebeğimiz ve Biz

Oyuncaklar çocuklar için her zaman eğlenceli ve ilginçtir. Ancak onları sadece oyuncak olarak görmeden hangi amaca hizmet edeceğini bilip almak anne baba için pekte eğlenceli olmayan, hatta zahmetli bir iştir. Biz anne babalar genelde oyuncakçıya girdiğimizde nasıl bir oyuncak almalıyım sorusunu sık sık kendimize sorarız. Okul öncesi çocuklar hayal güçlerini ve sosyal becerilerini büyük ölçüde oyuncaklar ile kazanıyorlar. Sadece bu da değil çocuklarda konuşma becerileri, motor becerileri ve el göz koordinasyonu da doğru oyuncaklar ile daha hızlı gelişiyor.

Ne zaman oyuncak almaya başlamalı?

Emekledikleri andan itibaren artık çocuklar yaşadıkları ortamı hızla keşfetmeye hareketlenmeye ve öğrenmeye başlıyorlar. Bu aylarda bebeğimiz için oyuncaklarda olduğu kadar evde güvenlik de çok önemli. Biz her ne kadar bütün çekmeceleri dolapları kilitlesek, prizleri örtsek, hatta eşyaları en güvenli şekilde yerleştirsek bile bebeğimiz her gün mutlaka bizim unuttuğunuz ayrıntıları eliyle koymuş gibi bularak bizi yeni önlemler almaya teşvik edecektir. Bu dönemde bebekler bir şeyi bir yerden kaldırıp başka yere koyma, itme, çekme, eşyaları bir şeyin içine doldurma, boşaltma, iç içe koyma, üst üste dizme gibi eylemleri uygulayabilecekleri nesnelere ihtiyaç duyarlar. Bebeğimizin bu becerilerini evdeki eşyalarımız üzerinde geliştirmesini istemiyorsak ona ihtiyacı olan oyuncakları alma zamanımız gelmiş demektir.

Peki, çocuklarımızı ne tür oyuncaklar almalıyız?

Emekleme dönemi bebek oyuncaklarına baktığımızda, renkli şekiller, oyuncakların doldurulup boşaltılacağı türde kovalar, ahşap ya da sünger bloklar, üst üste, iç içe geçen kutular, ileri geri itilebilecek tekerlekli oyuncaklar, az parçası olan tahta ya da plastik yapbozlar bulabileceğimiz en uygun türde oyuncaklar.

Özellikle 12 aydan itibaren evin meraklı kâşifleri etraflarında var olan her şeyi büyük bir merakla tanımaya ve incelemeye koyuluyorlar. Bu dönemde ilgilerini en çok renkli ve sesli oyuncaklar çekiyor. Yine de uyarmalıyım ki aldığınız onca oyuncak arasında çocuklar evdeki eşyaları kurcalamaktan asla vazgeçmiyorlar. Eşyaların yerini değiştirme, eşyaları bir yerlere saklama huyları hat safhaya ulaşıyor. Bu yaşlarda bir çocuğunuz varsa ayakkabınızın içine doldurulmuş bisküviler, kapak arasına sıkışmış zavallı rujunuz, çöp kutusunda çalan cep telefonunuz, para ödemek için çantanızı açtığınızda yerinden alınmış cüzdanınız ve yerine bırakılmış televizyon kumandanız sizi çok fazla şaşırtmamalı.

Bir-iki yaş arası dönemde çocuklar giderek bir şeyler yapabiliyor olmaktan keyif alabilecekleri oyuncaklara ilgi duyuyorlar. Geometrik şekiller, harfler, sayılar, daha fazla parçalı yapbozlar, müzik aletleri eğlenceli ve oyalayıcı oyuncaklar haline dönüşüyor. Özellikle 2 yaş sonrasında anne baba rolüne, mesleklere ilgi eğilimi başladığı için daha çok doktor, itfaiyeci, tamirci araç gereçleri, kostümler, market, mutfak setleri, çay takımları, bebekler, oyuncak ütüler, süpürgeler, ev aletleri ilgi çekici olmaya başlıyor ve bunlar ile oyun kurmaya, hayal güçlerini daha da geliştirmeye yöneliyorlar. Bunun yanı sıra bol resimli hikâye kitaplarına bakmak, resim yapmak, oyun hamurları ile oynamak çocukların oturarak bir şeyler yapmayı öğrenmeleri konusunda güzel birer araç olabiliyor.

Bu dönem sadece oyuncaklar ile değil tırmanmak, atlamak, nesneleri atmak hatta fırlatmak gibi fiziksel aktiviteler ile de tecrübe kazanmayı sürdürüyorlar. Bu dönemde çocukların zaman zaman rutin olarak aynı hareketi tekrarladıklarını görürsünüz, koltuğa defalarca tırmanıp atlamak, ya da merdiveni çıkıp çıkıp inmek, elindeki oyuncakları gürültüyle birbirine ya da etraftaki eşyalara vurmak gibi. Bu konu hakkında bir bilgiyi erken annelik dönemimde ilk okuduğumda garip bir teori olarak algılamıştım çünkü bize yıllarca bunlar çocukların yaramazlıkları gibi gösterildi. Oysa bunlar çocukların yükseklik, alçaklık, yakınlık, uzaklık gibi olguları, dokuları, yüzeyleri, nesneleri keşfettikleri, motor becerilerini geliştirip kaslarını güçlendirdikleri öğrenme egzersizleri olarak bilinse belki anne babalarımızdan daha az “yeter, dur, otur” komutlarını alır ve çocuklarımıza da daha az verirdik. Bu tür davranışlar konusunda yapabileceğimiz en doğru şey, çocuğumuz kendine ya da etrafa ciddi bir zarar vermediği sürece, onu durdurmak yerine onun güvenliğini sağlayıp gözlemlemek ve nasıl öğrendiğine şahit olmak.

Oyuncağın güvenliğinden emin olmak…

Son olarak oyuncak alışverişi konusunda yeni start alan ebeveynlere bir hatırlatma… Avrupa’da birçok ülkede oyuncaklar 1995’ten bu yana güvenlik düzenlemelerine ve kanuna tabii olarak üretilmekteler ve “CE” sembolü ile tescillenmekteler. Ne yazık ki ülkemize kaçak olarak giren pek çok ucuz oyuncak üzerinde de bu sembol yer alıyor ama kanunlara ve düzenlemelere dikkat edilmeksizin üretilmiş oldukları boya kalitesi, ucuz fiyat ve kötü malzemesinden kendini belli edebiliyor. Oyuncak alırken dikkat etmeniz gereken, çocuklar için bu standartlarda üretildiği bilinen güvenli markaların oyuncaklarını tercih etmek ve yine güvenli mağazalardan alışveriş yapmak. Belki maliyet nedeniyle bebeğinizin daha az oyuncağı olabilir ama önemli olan bebeğinize ne kadar çok oyuncak aldığınız değil, gelişimine ve sağlığına uygun doğru oyuncaklar seçmiş olmanızdır.
(11 Eylül 2009 Cuma, bebek.com köşemden alıntıdır)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder