Sağlımıza özen göstermek hayatımızın her döneminde çok önemli ama hamilelikte daha da önem kazanıyor. Özellikle planlı ve beklenen hamileliklerde daha hamilelikten önce başlıyoruz kendimiz ve bebeğimiz için önlemler almaya.
Sağlımıza özen göstermek hayatımızın her döneminde çok önemli ama hamilelikte daha da önem kazanıyor. Özellikle planlı ve beklenen hamileliklerde daha hamilelikten önce başlıyoruz kendimiz ve bebeğimiz için önlemler almaya.
Gerekli tahlillerimizi yaptırıyoruz, fazla kilolarımızdan kurtulmaya çalışıyoruz, folik asit takviyesine başlıyoruz, kullanıyorsak sigara ve alkol gibi alışkanlıklarımızdan vazgeçiyoruz.
Sürpriz hamileliklerde ise anne adaylarının bu haberi aldığı gün son haftalarda yaptıkları şeyler bir film şeridi gibi gözlerinin önünden geçiyor eminim; çılgın rafting maceraları, kullanılan ilaçlar, alkollü bir kutlama ya da bir gün önce boyatılan saçlar bile içimize dert oluyor. Uzmanlar bizi rahatlatıyor, anne olduğumuzu öğrenene kadar yaptıklarımızı minik bebeklerimiz hoş görüyor ama tek bir şart ile bundan sonra dikkat etmek!
Hamilelik haberimi 6-7 ay süren bir tedavi ve bekleyiş sonrasında Doktorum Mehmet Ergeneli’den almıştım ve sanırım hayatımın en güzel müjdesiydi. Hormonlarım insaflı davranmış olacaklar ki hamileliğim boyunca hiç mide bulantısı, halsizlik gibi sıkıntılar yaşamadım. Hatta iştahım o kadar yerindeydi ki doktorum ilk 3 ay sonunda beni bir beslenme uzmanına yönlendirmişti. Beslenme uzmanımım sayesinde geri kalan 6 ayımı sağlıklı ve düzenli beslenme ve yürüyüş eşliğinde toplamda 8,5 kilo alarak tamamladım. Beslenme uzmanımın bana verdiği menü o kadar fazlaydı ki bunların hepsini ben mi yiyeceğim diye düşünmüştüm! Sanırım hayatımda yemediğim kadar bol öğünü ve sağlıklı yiyeceği de hamileliğimde tükettim. “Sen iki canlısın ye” diyerek önüme sunulan hamur işlerini tatlıları kibarca reddettim. Hamilelik şekeri korkulu rüyamdı. Her gün mutlaka yoğurt, süt, ceviz, haftada iki gün balık, ara öğünlerde bol bol meyve, yeşil salatalar ve sebze. Özellikle de Omega 3 açısından zengin besinleri tercih ettim.
Hamilelikte alınan Omega 3’ün önemini biliyor musunuz?
Sadece bebeğin zekâ gelişimi ve sinir sistemi üzerindeki olumlu katkısını konuşuyoruz ama aslında anne için de çok faydalı. Hamileliğinde düzenli Omega 3 tüketen annelerde lohusalık sendromuna daha az rastlanıyormuş. Ayrıca uzmanlar erken doğum, preeklampsi gibi riskleri de aza indirgemekte olumlu etkisi olduğuna inanıyorlar. O zaman hem bebeğin hem de annenin sağlığı için hamilelik boyunca haftada iki gün balık, - tüketemiyorsak balık yağı- ıspanak, semizotu, karalâhana, ceviz gibi gıdalardan bol bol tüketmeliyiz.
Bu aylarda balık olarak çipura, barbunya, lüfer, sardalya tüketilebilir ancak balık yiyemeyen annelere uzmanlar balık yağını öneriyor. Balık yağının da iki türü var. Bir, balığın karaciğerinden üretileni ki bu uzmanlar tarafından hamilelikte önerilmiyor, bir de “fish body oil” denen balığın vücudundan üretilen türü var, işte hamilelikte kullanılacak balık yağı bu türde olmalı. Ancak uzmanlar yine de hatırlatıyor, haftada iki üç gün balık yiyebilenlerin balık yağı takviyesine fazlaca ihtiyaçları yok, ancak hiç tüketmeyen anne adaylarının mutlaka balık yağı kullanmasında fayda görülüyor. Ceviz yine oldukça önemli, uzmanlar günde 2-3 adet cevizin bebeğin zekâ gelişimi için oldukça faydalı olduğuna inanıyorlar. Tabii ben yeterince Omega 3 alamadım ya da anne sütü veremedim, bu bebeğimin zekâsını olumsuz mu etkiler gibi endişeler yaşayan annelere de önemle hatırlatmak gerekir; zekâ büyük ölçüde genlere ve çevresel faktörlere dayanır, beslenme bunu destekleyen bir unsurdur. Sadece anne karnında değil zekâ gelişiminin tamamlandığı 0-2 yaş arası dönemde de bebeklerimizin sağlıklı beslenmeleri oldukça önemlidir. Bu yüzden bebeklerimize ilk yıllarında anne sütünün yanı sıra yumurta, et ve balık gibi proteince zengin gıdalar vermemiz oldukça önemli.
Bebek.com 31 Ağustos 2010 yazımdan alıntıdır
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder