1 Mart 2011 Salı

Gece Terörü

Çocuğunuz sık sık gece uykusundan çığlık atarak ya da bağırarak uyanıyor mu?
Uyanmasının dakikalarca sürdüğü, sürekli ağladığı ve hatta bu sürede sizi bile tanımadığı oluyor mu? O halde gece terörü ile tanışmışsınız demektir.

BBC’nin bir raporuna göre çocukların %3ü -ağırlıkla da erkek çocukları- gece terörünü sık sık yaşıyorlar. Gece terörü ya da uyku terörü olarak adlandırılan bu durumu, kâbus ile karıştırabiliyoruz zaman zaman, ama aslında uzmanlara göre kâbus ve gece terörü birbirinden farklı. Kâbuslar uyku döngüsünün başlarında, ağırlıkla REM uykusunda oluşurken, gece terörü uykunun daha sonraki, 3cü ve 4cü aşamalarında oluşuyor.

Kızımın özellikle 3 yaş döneminde yoğun bir şekilde yaşadığı bu sorun, konuyu doktorumuz ile paylaşmamıza neden olmuştu ve ilk olarak o zaman “gece terörü” diye bir kavram ile tanışmıştık. Sonradan okuduğumda ve araştırdığımda bunun yaygın bir durum olduğunu görmüş ve gece terörü ile ilgili bir sürü bilgiye ulaşmıştım.

Öncelikle gece terörünün bir tür uyku bozukluğu olduğunu söylemeliyim. Yoğunlukla 3-5 yaş arası dönemde çocuklarda gözlemlenen bir durum. Gece terörü esnasında çocuk her ne kadar uyanmış gibi görünse de aslında derin uykuya devam ediyor, terliyor, bağırarak ağlıyor, çevresindekileri tanımıyor, kendine kimseyi yaklaştırmak istemiyor. Bazen yataktan fırlayıp evin içinde koşuşturduğu ya da yere oturup, bir eşyaya, oyuncağa gözünü dikip çok korkunç bir şey görüyormuş gibi dakikalarca ağladığı da oluyordu kızımın. İtiraf etmeliyim, bunu yaşadığımız anlar kendimi durum karşısında en çaresiz hissettiğim anlar oluyordu.

Peki, gece terörüne neden olan şey nedir?

Aslında çocuk ya da yetişkin, uykumuzu kaliteli kılan şey uyku döngüsü dediğimiz olay. Uyku döngüsünün bölünmesi uyku terörüne neden olabiliyormuş. Gece terörü genellikle çocukların stresli olduğu, evde ya da okulda problemler yaşadığı, dönemlerde daha sık görülüyor diyor uzmanlar. Benim kızımda da tam okula başladığı dönemde başlamıştı gece terörleri. Açıkçası, birkaç gece teröründen sonra durumun okuldan kaynaklandığını anlamış ve çocuğumuzu okuldan almayı bile düşünmüştük.

Bu problemin üstesinden nasıl gelebiliriz?

Öncelikle bunun geçici bir dönem olduğunu kabul ederek sakince yaklaşmamız gerekiyor duruma. Bu durumlarda soğukkanlı olup, çocuğu sabırla sakinleştirmeye çalışmalıyız. Uzmanlar bize bir uyku alışkanlığı geliştirmemizi öneriyor, örneğin çocuğumuz 9’da uyuyorsa 8’de ışıklar azaltılmalı, TV’yi kapatılıp onun yerine sakin müzikler açılmalı, alçak sesler ile konuşmaya başlanmalı, bebeğin ya da çocuğun uykudan önce yıkanma gibi bir alışkanlığı var ise aksatılmamalı. Pijama giymek, ılık bir süt içmek, diş fırçalamak gibi eylemler ile uyku alışkanlığı bir düzen haline getirilmeli ve bunlar her akşam sırasıyla yapılmalı. Böylelikle çocuk uyku saatinin yaklaştığının işaretlerini görecek ve sakinleşecektir diyor doktorlar.

Uykudan önce çocuk yorulur düşüncesiyle hareketli, oyunlar, danslar, babayla güreşmeler vesaire bu duruma daha da fazla davetiye çıkaran uyarıcılar. Uzmanlar çocuklara çikolata, kolalı içecek gibi uyarıcı şeyleri de vermemizi öğütlüyorlar. Uyku saatine yakın TV izleme alışkanlıkları da çocukların uyku bozukluğunu tetikliyor.

Loş bir oda da uyumadan önce okunacak ya da anlatılacak mutlu, güzel bir hikâye, sakinleştiren bir ninni, hep rahat bir uyku sağlamak için yapabileceğimiz şeylerden. Doktorunuz önermediği sürece çocuğa rahat uyuması için herhangi bir ilaç vermemelisiniz ancak eğer alerjisi yoksa bebekler için satılan rezene, yasemin, papatya gibi çaylar onu rahatlatabilir.

Evdeki stresi minimuma indirmeli ve evde veya okulda bir problem var ise bunun ortadan kalkması için neler yapmamız gerektiğini düşünmeliyiz. Bazı çocuklar düzeni seviyorlar ve düzenin bozulması onları huzursuz edebiliyor. Gerekirse her akşam yaptıklarınızı bir liste haline getirip adım adım izlemeye özen gösterebilirsiniz. Böylelikle uyku düzeninizi korumuş olursunuz.

Terörsüz geceler ve çocuklara mışıl mışıl uykular!
(29 Kasım 2010 Pazartesi, bebek.com köşemden alıntıdır)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder